
Perşembe, Eylül 10, 2009
Çarşamba, Eylül 09, 2009
el filan sallıyarak
boris vian'a şerh düşermişcesine hikmet benol da bubenzer monologlara girerdi çıkamazdı
'sabahları kimseyi uyandırmadan sessizce yola koyulurdum; gezici din adamları gibi. yalnızlığın dinini yayıyordum. (başarılı olduğum söylenemezdi.) ben tanrı misafiriyim; kendisinin çok selamı var sizlere.(gülerlerdi.) '
bu esnadaydı oğuz atay hikmete 'benol' dedi oldu. sonrasında bir kelebeğin kendini dördüncü kattan atıvermesini duyduk. bundan bize yol üzerinde kelebek kanatları bulmak düştü. sevinerek. olan olmuştu.
'sabahları kimseyi uyandırmadan sessizce yola koyulurdum; gezici din adamları gibi. yalnızlığın dinini yayıyordum. (başarılı olduğum söylenemezdi.) ben tanrı misafiriyim; kendisinin çok selamı var sizlere.(gülerlerdi.) '
bu esnadaydı oğuz atay hikmete 'benol' dedi oldu. sonrasında bir kelebeğin kendini dördüncü kattan atıvermesini duyduk. bundan bize yol üzerinde kelebek kanatları bulmak düştü. sevinerek. olan olmuştu.
Salı, Eylül 08, 2009
aşıklara kusmuk torbası
ben sarhoştum ve kimse yoktu sevgilim.
içimde ölen ekinleri sayıyordum
o zamanlar, saçlarım itinayla taranıyordu
ikibindokuz eksi ikibindört yazları müddetince,
hep yağmurlardan korktuğum için
ellerimi şapka niyetiyle kullanıyordum
ve gördüğüm kadarıyla
kimsenin bacakları uzamıyordu sevgilim
bir kısa bir uzun bir kısa ıslık çalıyorlardı
bir elleri ceplerinde
oysa hepsinin iki bastonu vardı -rüyamda-
ve allah kahretsin ki sevgilim
kasımpatları açmıyordu son günlerde
gönderilmeyecek çiçekler listesi kabarıyordu
çingeneler kaldırımlarda yaşlanıyordu
gördüğüm kadarıyla.
sanırım sarhoşum ve kimse yok sevgilim
şimdi
içkimi tam bir dakikalığına kaldırarak
kimseye teşekkür etmediğimi bildiriyorum
ve
sana baktıkça sevgilim
rus ruletinde kaybetmenin acısı gibi bir acı duyuyorum.
içimde ölen ekinleri sayıyordum
o zamanlar, saçlarım itinayla taranıyordu
ikibindokuz eksi ikibindört yazları müddetince,
hep yağmurlardan korktuğum için
ellerimi şapka niyetiyle kullanıyordum
ve gördüğüm kadarıyla
kimsenin bacakları uzamıyordu sevgilim
bir kısa bir uzun bir kısa ıslık çalıyorlardı
bir elleri ceplerinde
oysa hepsinin iki bastonu vardı -rüyamda-
ve allah kahretsin ki sevgilim
kasımpatları açmıyordu son günlerde
gönderilmeyecek çiçekler listesi kabarıyordu
çingeneler kaldırımlarda yaşlanıyordu
gördüğüm kadarıyla.
sanırım sarhoşum ve kimse yok sevgilim
şimdi
içkimi tam bir dakikalığına kaldırarak
kimseye teşekkür etmediğimi bildiriyorum
ve
sana baktıkça sevgilim
rus ruletinde kaybetmenin acısı gibi bir acı duyuyorum.
düşünüpdüşün
bir boris vian söylencesi:
yalnızlıktır dininiz.örneğin bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
yalnızlıktır dininiz.örneğin bir trenden istediğiniz yerde ininiz.
Pazartesi, Eylül 07, 2009
fesleğen terkedişi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)